Türkiye Kamu-Sen üyeleri, ellerinde "Sadaka değil emeğimizin karşılığını istiyoruz" yazılı döviz ve pankartlarla İstanbul Valiliği önünde toplandı. 'Emekçiyiz haklıyız söke söke alırız', 'Bu nasıl adalet, nasıl eşitlik' şeklinde slogan atan sendika üyeleri, "eşit işe eşit ücret" uygulamasını protesto etti. Basın açıklaması yapan Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, kamudaki ücret dengesizliğini ortadan kaldırmak için hazırlandığı iddia edilen 666 Sayılı kanun hükmünde kararnamenin yeni eşitsizlikler doğurduğunu söyledi. Bostan, çıkarılan kanun hükmünde kararnamenin ücret adaletini sağlamadığını, aksine yeni adaletsizlikleri beraberinde getirdiğini savunarak, "Eşit işe eşit ücret düzenlemesiyle; öğretmenlerin, profesörlerin, doçentlerin, yardımcı doçentlerin, öğretim görevlilerinin, okutmanların, uzmanların, araştırma görevlilerinin, din görevlilerinin, hekim dışı sağlık personeli ile Maliye Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Türkiye İş Kurumu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Başbakanlık Devlet Arşivleri ve PTT'de çalışan sözleşmeli personel gibi birçok kurum çalışanlarının ek ödemelerinde artış olmamıştır. Devlet memurlarının çoğunluğunu teşkil eden bu kesimler yok sayılmıştır" dedi.
Kamuda istihdam edilen 1 milyon 400 bin memurun yüzde 60'ına hiçbir artış yapılmadığını savunan Bostan, "Ücretlerinde artış yapılmayan kesimlerin başında eğitimciler gelmektedir. Öğretmenlere, profesörlere, doçentlere, yardımcı doçentlere, araştırma görevlilerine, din görevlilerine, hekim dışı sağlık personeline, Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Bakanlığı, PTT ve Başbakanlık Arşivi gibi kurumlarda çalışanlara yapılan aylık ek ödeme miktarında herhangi bir değişiklik olmamış, bu meslek grubu görmezden gelinmiş, onlarla adeta dalga geçilmiştir" diye konuştu.
Öğretmenler ve akademisyenlerin bu ülkenin kilometre taşı olduğunu belirten Hanefi Bostan, şöyle devam etti;
"Çocuklarımızı yarınlara hazırlayan, onların geleceklerine yön veren eğitimcilerimiz artık yok hükmünde sayılmaktan, horlanmaktan, itilip, kakılmaktan bıkmıştır. Gırtlağına kadar ekonomik sorunlara batmış olan eğitimcilere ve memurların çoğunluğuna reva görülen bu muamele kabul edilemez. Yıllardır öğretmen ve akademisyen maaşlarında herhangi bir iyileştirme yapılmamış, ek ders göstergelerinde de tek bir puan artış sağlanmamıştır. Yaşama koşulları giderek ağırlaşırken, enflasyon oranları artarken, zamlar peşi sıra gelirken, öğretmenlerin, akademisyenlerin ve memurların çoğunluğunun aylık geliri yerinde saymakta, eğitimciler ve memurların önemli bir kısmı her geçen gün daha da yoksullaşmaktadır. Kredi kartını bile ödemekte güçlük çeken, borcu borçla kapatan, cüzdanı yangın yerine dönen eğitimciler; bu ülkenin kalkınmasından pay alamadığı gibi, yapılan iyileştirmelerden de hiçbir şekilde faydalanamamaktadır. Eşit işe eşit ücret düzenlemesiyle birlikte eğitimcilerin aylık gelirleri, diğer kamu personeline göre çok düşük kalmıştır."
666 sayılı kanun hükmünde kararname ile kamu görevlilerine yapılan tüm ödemelerin emekliliğe sayılması konusunun görmezden gelindiğini anlatan Bostan, "Kamu görevlilerimiz emekliliklerinde, yüzde 50 ile yüzde 60 arasında değişen oranlarda gelir kaybına uğratılmaktadır. Bu nedenle birçok kamu çalışanı emekli olmayı düşünmemektedir. Şike yasasını bir ay içinde iki sefer kanunlaştıranlar, öğretmenlere ve akademisyenlere yapılan ücret haksızlığına neden sessiz kalmaktadır?" dedi.
Grup, yapılan basın açıklamasının ardından dağıldı.
